Bu yazıda kozmetik diyeti, ten makyajını bırakmak ve minimalizm hakkında biraz iç dökmeye karar verdim. Uzun zamandır bu konular hakkında bir şeyler yazmak aklımdaydı. Dün Süslü Sözlük'te de ilgili başlıklar denk gelince yazmak istedim.
Kozmetik diyeti;
Uzun zamandır tüketim çılgınlığı o kadar çok boğmaya başlamıştı ki... Özellikle biz bloggerların ve vloggerların bunda etkisi olduğunu düşünürsek, ben kendi adıma artık daha mantıklı adımlar atmak istediğimden 2014 yılı sonunda böyle bir yola girdim ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Makyaj masamdaki tüm zamanı geçmiş ve geçmekte olan makyaj malzemelerimi çöpe yolladım. "Stok" adı altında sonsuzluğa yolculuk eden ürünlerimi arkadaşlarıma dağıttım. Bir üründen iki tane ya da benzer renkte başka bir ürün varsa onları da verdim ve en sade şekilde makyaj masamı düzenledim.
Hem tedaviden sonra cildimin düzelmesi ile hem de minimalist bir yaşamı kabul etmem buna etki eden en önemli iki faktör. Bir yandan da tasarruf yapmanızı sağladığı için makyaj malzemelerine ödeyeceğim meblağı yol parasına vererek sevdiklerime kavuşmaya tercih etmeye ve aynı parayı festival biletine, uçak biletine vs. beni mutlu edecek diğer şeyler için kullanmaya başladım.
Makyaj malzemelerini bittikçe ya da ihtiyacım olan bir ürün varsa almaya başladım. Aldıklarım da bildiğiniz gibi uygun fiyatlı ve memnun kalınan ürünlerden tercih ettiklerim oluyor. İlla pahalı ürün almanıza da gerek yok. Bu yüzden siz de kozmetik alışverişine kapılmadan önce lütfen kendinize "buna gerçekten ihtiyacım var mı?" diye sorun. Özellikle içerik takıntınız varsa bakın şimdiden ürün skalanız daraldı bile! :')
Ten makyajını bırakmak;
Roaccutane'ın bana verdiği yetkiye dayanarak, son iki yıldır cildimdeki -varsa- kızarıklıkları ya da dönemsel çıkan sivilceleri sadece kapatıcı ile kapatarak ten makyajını bir nevi bırakmış oldum.
Tedaviden sonra ten ürünü olarak sadece BB krem kullanmaya başladım. En son ne zaman fondöten kullandım inanın hatırlamıyorum. Kozmetik konusunda böylece sadeleşmeye başlamış oldum. Günlük makyajım için sadece kapatıcı, allık ve rimel bile yeterli olmaya başlamıştı.
Eskiden 45 dakika süren makyajım ise şimdi 10 dakika sürmekte.
Minimalizm ve sade yaşamak;
Dolaptaki kıyafetlerimin hepsini indirdim. Kullanmadıklarımı ve aynısından iki tane olan hangi eşyam varsa bir diğerini kenara ayırdım. Gri tişört takıntım olduğu için bir tek gri tişörtlerimi ellemedim :') Ayakkabılarımı; günlük bot, klasik bot, bir terlik, bir koşu ayakkabısı, iki spor ayakkabı, üç stiletto ve bir bantlı açık ayakkabı olarak belirledim ve diğerlerini gerekli kurumlara ilettim.
Odamın dekorasyonunda sadeleşmeye gittim. Gereksiz olan her şeyi attım ve daha ferah renkleri seçerek tekrar dekorasyonunu yaptım. (tabii bu belirli bir süre içinde oldu, aniden değil)
Çevremdeki insanları bile azalttım. Bana değer verdiğini gerçekten hissettiğim kişiler ile iletişimime devam ettim ve etmekteyim. Daha az insan, daha az eşya, daha az sorumluluk; benim için az sinir stres oldu.
Telefonumda kullanmadığım bir uygulama bile bırakmadım. Snapchat'i kullanmayı bıraktım. Daha çok Instagram üzerine yoğunlaşmış durumdayım. Çünkü günlük paylaşımımı da anlığımı da aynı yerden paylaşabiliyorum. Böylece sosyal medyayı da tadında kullanmış oluyorum. Var mısınız bir haftalık telefon detoksuna!? Ben yokum 💕
Kitaplarım, ders için biriktirdiğim makaleler, yazılar, dergiler vs. her şeyi tekrar düzenledim ve fazlalıkları attım.
Anılarımı bile sadeleştirdim. Beni kötü hissettiren her şeyi attım. Fotoğraf, eşya... Her şey.
Son olarak; son bir aydır yediğim yemekleri de sadeleştirdim. :') İşin şakası, evet, diyet yapmaya başladım. Neden diyete başladım, nasıl yapıyorum, neler yiyorum bununla ilgili yazı çok yakında gelecek. Bir süre kendimi denemek ve tahlil sonuçlarım ile konuyu desteklemek istediğimden yazıyı beklettim.
Tamam, hayatınızı sadeleştirdiniz diyelim ama bu tek başına biraz zorlayıcı olabiliyor. Özellikle ailenizi ve çevrenizdekilerin de buna teşvik etmenizi öneririm. Örneğin ben artık arkadaşlarımı kozmetik alışverişi yaptıklarında engelliyorum. İhtiyaç dışı ürün almalarına izin vermiyorum. Sonrasında teşekkür ediyorlar 🎊
Minimalizm hakkında şunu okudum hayatım değişti, şunu yaşadım kendime geldim diyebileceğim bir durum olmadı. Bundan iki yıl öncesinde yavaşça uygulamaya başladım ve bugünlere kadar geldim. Ama Japon toplama ve düzenleme sanatını anlatan Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle Topla Rahatla - Marie Kondo kitabını okumak istiyorum.
Son olarak; minimalizm denince aklıma ilk gelen ve çok sevdiğim arkadaşım olan Raif'in de blog'unu ve Instagram hesabını takip etmeyi unutmayın. Eminim bana olduğu gibi sizlere de ilham olacaktır.
***
"Less is more."
***
Okuduğunuz için teşekkürler! Düşüncelerinizi, varsa sorularınızı yorum bırakmayı unutmayın. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!
